jump to navigation

Uyku Düzen(sizliği) 2011 Ağustos, 3 Yaş 1 Ay 01 Kas 2011

Posted by evaciton in Terrible Two, Uyku.
Tags: , , , , ,
trackback

Ağustos  2011> 3 Yaş 1 Ay

Bu yazı tam zamanlı olarak okula başlamasından önce yazılmıştır ancak yayınlanmamıştır. Tam gün okula gitmesinin artık vakti olduğuna karar verme kriterlerimizden biri de uyku düzenidir 🙂 Okula başlayınca rutin gerçekten değişti; okul yazıları için; Ben okula başladım, Okul ve Uyku Rutini

37 Aylık ve uyumama konusunda direnmek ve bu yüzden ağlamak değişmedi. Bilinçlendikçe uyumamak  için daha çok bahane üretmeyi beceriyor ve bizimle birlikte yatmak isteyebiliyor.

Çoğunlukla yatmadan önce süt vermeki duruma göre yıkamak ve son olarak müzik açarak uyumaya geçişini kolaylaştırmaya çalışıyoruz.

  • Eğer  biz ayaktaysak ve uyumaya niyeti yoksa oldukça güçlük çıkarabiliyor. Ya ağlıyor, ya yanımızda kalmak istiyor.
  • Eğer biz çok yorgunsak ve kesin uyumaya gidiyorsak, bu sefer yatağa yanımıza gelmek isteyebiliyor. Ben kesinlike hayır derken, babamız “Sadece 10 dakika için gelebilirsin ama sonra yatağına” diyor. 10 dakika bitince yatağına geri taşıyor.

Bir günü diğerine uymuyor. Örneğin gün içerisinde çok yorulmuşsa ve buna bağlı olarak çok uykusu varsa kısa bir sürede uyuya kalıyor ve problem çıkmıyor. Ama bazen uyumamak konusunda inatçı çıkıyor, bir kaç kez gidip gelmek zorunda kalabiliyoruz. Bazen ağlasın diye bıraktığımız oluyor. Çünkü her ağladığında istediği şeyi elde etmesini sağlamak yani ödüllendirmek istemiyoruz.  Yatağımızı aile yatağına dönüştürmek istemedik, çünkü biz, anne ve babanın kendine özel zamanı ve mekanı olması gerektiğini düşünüyoruz.

Kuzu doğduktan sonra eve ilk geldiği zamandan beri oyun zamanları hariç bizimle yatmasını tercih etmedik, çünkü minik doğdu ve gündüz olsun gece olsun iki emzirme arası ben veya işten gelmiş babanın yorgunluktan sızması ve onu ezmemiz ihtimaline karşı tedbirli olmayı tercih ettik.  İlk günlerde bizimle aynı odada kendi park yatağında uyudu.

Bir seans emzirmem ve bir seans süt sağmam gerektiği için biberonla da beslenebiliyordu. Ben süt sağarken kuzuyu baba ya da anneanne besleyebildiği için kuzumla sürekli aynı yatakta olmamızı gerektirecek bir durum oluşmadı. Kuzumun emmesi kolay olmadığı için yatarak emzirmek hiç aklıma gelmedi. 2,5 aylıkken emmeyi reddetti. Dolayısıyla mama veya kalan sütler de biberonla verildi. Böylece “Aynı yatakta yattık, uyandık, emdi ve tekrar uyuduk” durumu bizde hiç yaşanmadı.

4- 5 aylık iken odasını hazırladık ve artık kendi odasında uyumaya başladı. Yatağa almamın tek sebebi gece yarısı beslemek oldu.

Kuzum ne bizimle aynı odadayken ne de kendi odasındayken hissettiğim yorgunluk fark etmedi, çünkü emzirirken de süt sağarken de belim ciddi çok ağrıdı. Zaten 2-3 saatlik beslenme araları vardı. Besle, gazını çıkar, süt sağ, steril et yat. Uyumaya kalan süre ortalama bir – bir buçuk saat oluyordu. Bir de bazen gece 2-5 nöbetimizde kuzunun uyumadığı zamanlarda sabah uyumak için sürünüyor oluyordum.

Tek farkeden uyurken onun nefesini kontrol etmek ayağa kalkıp hemen yanımdaki yatağa bakmak yerine, bunun için iki adım fazla atarak farklı bir odaya geçmek oldu. Bebek telsizi hiç kullanmadık. Bunu hala yaparım; gerek kendim uykuya dalmadan, gerek gece yarısı uyanmışsam. İtiraf etmem gerekir ki, ilk eve geldiğimizde geceleri ben veya evdekiler uyurken kuzunun düzenli nefes alıp almadığı konusunda endişeliydim. Zamanla bu da geçiyor.

Bir çocuğun anne ve babasının sıcaklığını duymaya hakkı olduğunu düşünüyorum, ama bunun için illa ebeveyn ile aynı yatakta uyuması gerekmiyor. Uyku vaktine kadar anne ve babayla geçirilecek kaliteli vakitlerin varlığı önemli. Açıkçası bizim açımızdan anne / baba/ bakıcıya bağımlılığın artmaya başladığı şu 2 yaş sendromu devam ederken aynı yatak olayı bunun artışını daha da tetikleyebilir fikrindeyim.

Yeni doğan zamanında bebek hayatının çoğunu ya kucakta, ya uyurken ya da park yatağında kendi kendine oyalanırken geçiriyor. Bir bebeğin veya bir çocuğun kucağa (anne ve baba sıcaklığına) ihtiyacı olduğu kadar kendi kendine oyalanacağı bir vakite de ihtiyacı var. Böylece vücudunu keşfederek, kafasını kaldırmayı, sesini denemeyi, kolunun üzerinde dönmeyi, çeşitli şekillerde yatmayı, oturmayı, doğrulmayı öğrenecek.

Uzun lafın kısası herkes kendi odasında uyur mesajını hep vermeye çalıştık. Ancak tüm kuzular gibi bizim ki de büyüme sürecinde kuralları ve sınırları aşmak için ciddi uğraş veriyor.

Aslına bakarsanız düzenimiz hep aynıydı. Hiç bir zaman erken yatar bir çocuk olmadı. O geç uyuyanlardan. Bunun okulla birlikte değişmesini umuyorum. Ev taşınmalarımızda geçici olarak uyku düzeninin değiştiğine şahit olduk. Ama bunlar çok uzun sürmedi.

Benim ameliyatımda olduğu gibi ev düzenimizin bozulduğu zamanlarda, ona ait bir yatak oluşturulup orada uyumasına özen gösteriyoruz. Özel bir durum olmadığı sürece bu anlamda uyku disiplinini elden bırakmamaya gayret ediyoruz.

Ne olursa olsun uykusunun geceyarısı bölünmesi gayet istikrarlı. Son dönemlerde sebebi belli; tuvalet. Uyanınca “Anne / Baba çişim var” dese de demese de mutlaka tuvalete götürüyoruz. Tuvalet eğitimidne önceki uyku bölünme sebeplerini bilemiyoru.  Her gece bir kere uyanması istkrar. Ancak bazı geceler bir veya iki kereden fazla uyanıyor. Üsteli erken uyuyan bir çocuk değil! Dolayısıyla 20:00- 21:00 gibi uyursa kargalarla birlikte uyanması olasılığı oldukça yüksek.

Uyandığında tuvalete götürüyoruz. Uyumadan önce süt verdiğimiz halde gece yarısı uyandığında da ağırlıklı süt istiyor. Bir de örtüsünü kendi örtebileceği halde bizim örtmemizi talep ediyor “Anne/ Baba, ayağımı örtmedin” :)))

Nekahat devrem esnasında yataktan kalkabilmek veya yatmamak için tuvaleti bahane olarak kullanmaya başladı. Bazen gece uyanma saatini sabitlemesin diye uyandığında süt vermeyi geçiştirmeyi deniyorum. Her zaman başarılı olduğumu söylenemez, çünkü artık istediği ve vermediğimiz şeyleri unutmuyor. Ancak ve ancak çok uykusu varsa hemen tuvalete gidip ardından uyuyakalıyor ama yeninden uyandığında kesin süt istiyor.

Uyumamak için nasıl çeşitli bahaneler üretiyorsa, aynı şeyi yemek yemek istemediği zaten yapıyor. “Uykum var” diyor, böylece yemek yerine süt içeceğini biliyor. Süte kavuşuyor ve tahmin edebileceğiniz gibi uyumuyor. Bu ayrı bir yazı konusu.

Artiz mektebi gibi bir kuzumuz var! Ne dersiniz geleceğin oyuncusu olur mu?

Yorumlar»

No comments yet — be the first.

Yorum bırakın